Evrim Teorisi: Başlangıç 1

Evrim, canlı türlerinin nesilden nesile kalıtsal değişime uğrayarak ilk halinden farklı özellikler kazanması sürecidir. Yani birdenbire gerçekleşmeyen, zaman içinde ve doğal biçimde, kendiliğinden ve sürekli olarak, evre evre ağır bir biçimde olan gelişim ve niteliksel ve de niceliksel değişimdir.

T-rex’in serüvenini betimleyen bir görsel.

Büyük beyinli 2 bacaklı bir memeli olarak bu gezegendeki en karmaşık yapılı canlıyız. Dünyaya egemen olmak ve ona şekil vermek için onun ham maddesinden meydana geldik. Saati geriye sararsak oluş hikâyemizin 4 milyar yıllık evrimsel iniş çıkışlarla dolu ve mantık sınırlarını aşan bir bulmaca olduğunu görebiliriz. Felaketler gerçekleşti, yırtıcılar bizi dünyadan temizlemekle tehdit etti, kemirgenden sürüngene her dönemeçte yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldık. Okyanuslardan karaya her adımda hayatta kalmak için savaştık. Balıktan solucana solucandan ilk yaşam belirtisi olan basit tek hücrelilere kadar… Bu şimdiye dek anlatılmış en olağandışı ve en inanılmaz hikâye bu insanoğlunun yükselişinin hikâyesi. Abiyogenez hakkında bu yazıyı okumayı da ihmal etmeyin.

Her Şey Bir Toz Bulutuydu

Şimdi “her şey bir toz bulutuydu” hikayesinden başlayabiliriz. 4 milyar yıl önce taş ve tozdan oluşan bir küre donmuş uzay boşluğunda dönüyordu. Bu Mars veya Venüs değil bu felaketlerle dolu yer dünyamız. Yaşamın olmadığı bu erimiş lav kütlesi ilerde yaklaşık 9 milyon farklı türe ev sahipliği yapacak. Ancak burada yaşamın başlaması için olasılık kanunlarına karşı koyan bir dizi olayın gerçekleşmesi gerekiyor. Bu konuda pek çok teoriler var. Yaşamın nerede ve nasıl başladığını kimse kesin olarak bilmiyor ama su olmasaydı asla başlayamayacağını biliyoruz.

H2O olmazsa olmazımız.

Uzmanlara göre, suyu buraya Asteroitler veya kuyruklu yıldızlar getirdi. Su kimyasallarla ve organik bileşiklerle çalkalanıyor. Şimşek bu kimyasal çorbaya, doğru yerde ve doğru zamanda düştü. Milyarlarca voltluk elektrik beklenmedik olasılıklarla dolu bir zinciri tetikledi kimyasal maddelerin atomları kusursuz bir dizilime katıldı ve bir genetik materyal yığını oluşturdu yani DNA’yı.

Bu kırılgan genlerin zor doğa koşullarında hiç şansı yok. Şans faktörü tekrar devreye giriyor. Yağlı maddelerden oluşan bir damla tek bir zinciri sararak ilk hücreyi meydana getiriyor. Şimdi genlerin mesajları ve kimyasal talimatları ilettiklerini biliyoruz. 3.5 milyar yıl önce olağandışı bir şey yaptılar kendilerini ve hücreyi kopyalayarak mükemmel bir klon yarattılar. Bu yaşama belirtisi gösteren ilk birimdir. Tüm insanların, tüm hayvanların, tüm böceklerin, tüm bitkilerin kökeni bu tek hücreye dayanmaktadır. Genler hücrelere çoğalmalarını ileterek bir nesilden diğer nesile geçerken hayatta kalmalarını garanti altına alır. 2 milyar yıl boyunca basit tek hücrelilerden başka yaşayan canlı yoktu.

Deniz Sevinç

Deniz, Bozok Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik öğrencisi. Aynı zamanda Psikopatoloji Bilimi platformunun devamlı içerik üreticisidir. Kendisi kelimenin tam anlamıyla bir biyoloji aşığı. Bu yolda edindiği deneyimleri her zaman size aktarmaya devam edecek. Eğer ona ulaşmak isterseniz @tcdenizsevinc kullanıcı adına sahip Instagram hesabı üzerinden ulaşabilirsiniz.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir