Sahte Bilimler 1: Astroloji
Astroloji Nedir?
Astroloji kelimesi “Yıldızların Hesabı” anlamına gelen “Astrologia” kelimesinden türemiştir.
Astroloji özellikle yaygın olan bir sahte bilimdir. Kitap dükkanlarının rafları konuyla ilgili kitaplarla doludur ve hemen hemen tüm gazeteler günlük olarak bir burç bölümü yayınlar.
Astroloji bir bilim dalı değildir, üniversitelerde astronominin yanında okuyabileceğiniz ek bir bölüm değildir, ancak işin içinde para kazanmak varsa, maalesef astrologların astronomlardan ya da astrofizikçilerden daha fazla kazanç elde edebildiklerini görebiliriz.
Astrolojiden bahsederken genellikle 12 burçtan bahsedildiği düşünülmektedir ancak tek bir astrolojik sistem bulunmamaktadır. Babil, Mısır, Çin, Hint, Maya, Yunan, Roma ve Arap medeniyetlerinde birbirinden farklı astrolojik sistemlerini geliştirmiştir.
Günümüzde yaygın olan Astroloji Sistemi aynı zamanda “Batı Astrolojisi” olarak da bilinmektedir ve milattan sonra 2. yüzyılda Yunan matematikçi ve astronom Claudius Ptolemy’nin yazmış olduğu “Tetrabiblos” isimli eserine dayanmaktadır.
Bu zamanlardaki Astronomi bilgilerine bakılırsa 7 tane gezegenin var olduğuna inanılıyordu: Güneş, Ay, Mars, Merkür, Jüpiter, Venüs ve Satürn. Gördüğünüz gibi bir yıldız olduğu halde Güneş ve uydu olduğu halde Ay da bu listede yer almaktaydı.
Sonradan keşfedilen Uranüs, Neptün ve Plüton bu sisteme dahil edilerek astrologlar tarafından ‘kılıfına uyduruldu.’
Diğer pekçok alanda olduğu gibi temelde bilimsel olmayan bir konuyu bilimsel gibi göstermek, bu şekilde inanılır hale getirmek o konuya güvenilirlik sağlıyor.
Astroloji Neden Saçmalıktır?
Astroloji de bilimsel dayanak arayan ve bu dayanağı varmış gibi gösteren alanların neredeyse başında geliyor.
Bu saçma alanın temeli gök cisimlerinin üzerimizdeki etkisine dayanıyor. Peki astroloji neden saçmalıktır?
1- Çünkü astroloji Yerküre’nin evrenin merkezi olduğuna inanılan zamanlardan kalma bir inançtır ve hala daha astrolojiyle ilgili bütün hesaplamalar Güneş’in, gezegenlerin ve yıldız kümelerinin Yerküre çevresinde döndüğü kabul edilerek yapılır.
2- Astrologlar Güneş’in her birinde 1 ay konuk kaldığı 12 burç olduğunu iddia eder. Ne kadar düzenli değil mi? Yılda 12 ay var ve Güneş her burç üzerinde eşit sürede kalıyor. Halbuki gerçek hiç de öyle değil.
3- Zodyak üzerinde 13 takım yıldızı var. Yılancı adında akrep burcunun süresinden çalan 13. bir burç daha olmalıydı. Burç kuşağının sözde düzenliliği yok olacağı için astrologlar bunu görmezden geliyor. Komik bir şekilde astrologların güya Güneş akrep üzerindeyken doğduğu için akrep burcu olduklarını iddia ettiği ve “ay tipik bir akrebim, tüm özelliklerini taşıyorum” diyen safların bir kısmı akrep burcu bile değil.
4- On iki Burç, Zodyak’ı izleyerek oluşturulmuştur. Buradaki yıldız kümelerini izleyen eski insanlar, oluşturdukları şekilleri boğaya, balığa vb. benzetmişlerdir ve burçları oluşturmuşlardır.
Yıldızlar Gerçekten Birbirleri ile Bağlantılı Mıdır?
Halbuki bu yıldızların birbiri ile alakası bile yoktur. Biri 5 ışık yılı uzaktaysa diğeri 1500 ışık yılı uzaktadır. Bu şekiller ise sadece dünyadan bakıldığında böyle görülür.
Samanyolu’nun diğer bir köşesinden baktığınızda belki de yunus burcu, düdüklü tencere burcu ve daha hayal gücünüzün yaratacağı bin çeşit burç görebilirsiniz.
İnsanlar bu bilimsel açıklamalardan sonra genellikle “Tamam belki yıldızlar bizi etkilemiyor ama belli dönemde doğan insanlar belli özellikleri taşıyamaz mı? Benim tanıdığım tüm başaklar şöyle, tüm kovalar böyle…” derler.
İnsanların burçlarının özelliklerini taşıdığı herhalde çağımızın en büyük mitlerinden biri. Üstelik bilimsel olarak çürütülmesi o kadar kolay ki!
Örneğin 1988 yılında John McCall adlı bir astrolog bir röportajında insanların burçlarını tahmin etmede %80 başarı gösterdiğini iddia etti. Bunu üzerine Virginia Üniversitesin’e iddiasını test etmek için davet edildi ve 28 denekten yalnızca 8’inin burcunu bilebildi. Rastgele yapılan eşleştirmelerde de aynı sayı elde ediliyordu. Yani John McCall salladı ama tutturamadı.
San Francisco üniversitesindeki bir araştırmada da 28 astroloğa kendilerine verilen karakter testi sonuçlarına göre burç eşleştirmesi yapmaları söylendi. O astrologlar 83 denemede yalnızca 28 doğru sonuç aldı. Bu da yine herhalde üniversiteye sokulacak bir maymunun yapacağı rastgele eşleşmeden çıkacak sonuçla aynıydı.
FORER ETKİSİ
Astrolojinin en çok yararlandığı davranış biçimi “Forer Etkisi”dir. Forer Etkisini psikolojik olarak şöyle açıklayabiliriz:
Bireylerin, özellikle kendileri için hazırlanmış gibi görünen ama aslında büyük çoğunluktaki insanlara uyacak kadar genel ve belirsiz kişilik betimlemelerine yüksek puan verme eğilimlerini anlatan bir gözlemdir.
Bu etki, astroloji, grafoloji, falcılık ve kişilik testlerinin bazı türleri gibi yaygın olarak kabul görmüş inanış ve uygulamalar için kısmen açıklama getirmektedir. Bununla ilgili ve daha genel bir etki ise kişisel onaylamadır.
Kişisel onaylama, birbiriyle alakası olmayan ya da tamamıyla rastlantısal olan iki olay, bir inanış, beklenti ya da hipotez bir ilişkilendirmeye ihtiyaç duyduğundan dolayı, ilişkiliymiş gibi algılanması durumudur. Bundan dolayı insanlar, kendi kişiliklerini algılayışlarıyla, burçlarının gösterdikleri arasında ilişki kurmaya yatkındırlar.
Bazen burcunun özellikleriyle ne kadar zorlarsanız zorlayın bağdaştırılamayan insanlar da çıkıyor ama astolojide çareler tükenmez:
Burcunun özelliklerini taşımıyor musun? Demek ki yükselenin seni etkiliyor! Bu durumda şöyle bir şey oluyor: zaten 12 burç var bir de herkesin yükseleniyle birlikte 2 burcu oluyor yani burç özelliklerinin tutma olasılığı 6’da 1’e kadar izmit esc çıkıyor.
Yükseleniniz de tutmadıysa üzülmeyin sakın, kesin doğumunuz sırasında gezegenlerin oluşturduğu (yalnızca astrologların anlayabileceği) açılar size farklı karakter özellikleri kazandırmıştır, astroloji peşinizi bırakmayacaktır.
Bugün herhangi bir astrolog çıkıp bilimsel yöntemi ile örnekleyerek, ölçerek, deney yaparak ve kullandığı yöntemi, aracı, tekniği, birimi düzgünce dökümante ederek yıldızların ve gezegenlerin insanların yaşamları üzerine etkilerini ispatlarsa biz de astrolojiyi bir bilim olarak kabul edebiliriz.
Hala astrolojinin bir bilim dalı olduğunu düşünüyorsanız Dünya Düzdür Derneği’ne ücretsiz kayıt olabilirsiniz. Umarım mutlu olursunuz zira:
“Cahillik mutluluktur.”