Yıldız Kayması Nedir?
Not: Psikopatoloji Bilimi’nde yer alan bu tür yazılar meraklı çocukların sorularına cevap vermek ve anlayabilecekleri en sade dilde onlara anlatmak için yazılmıştır.
İddiaya girerim pek çok gece gökyüzüne baktın ve çok fazla yıldız olduğunun farkına vardın. Çok güzel görünüyorlardı değil mi? Her yıldız tıpkı Güneş gibi çok büyük, parlayan gaz küresidir. Yıldızların Güneş’ten çok küçük görünme sebebi, Güneş’e göre bize çok daha uzakta olmalarından kaynaklıdır. Eminim gökyüzünü izlediğin gecelerde kayan yıldızlar olduğunu fark edip heyecana kapılmışsındır. Belki de ne olduğunu sorduğunda ”yıldız kayması” demiştir büyüklerin.
İsimlerine rağmen kayan yıldızlar hiçte yıldız değildir. Onlara göktaşı veya meteor denilir. Göktaşları yıldızlar kadar büyük değildir, onlar kendi hallerinde ışık yaymazlar. Bazı göktaşları bir araba boyutu kadar, bazıları bir ev kadardır. Bazıları da futbol topu büyüklüğünde. Siz meraklı çocuklara böyle bir gök taşının hikayesini anlatayım.
”Büşra” adında bir gök taşı varmış, uzay tozuymuş o.. Yıllarını sayısız gezegen ve yıldızın etrafında dans ederek geçirmiş.
Bir gün Büşra uzaklarda bir ışık keşfetmişti, öylesine heyecanlandı ki içten içe ”Bu nedir” diye merak etmeye çoktan başlamıştı. Yavaş yavaş yaklaşıyordu o cisme, yaklaştıkça heyecanı artıyor gözlerine inanamıyordu. Yaklaştığı şey gittikçe boşlukta asılı duran, mavi bilye gibi bir şeye benziyordu. Sonra ”Vayy be! Bu Dünya gezegenidir” dedi ”Tıpkı kitaplarımda okuduğum gibi!” (Evet göktaşı ama bu hikayede o da senin benim gibi kitap okuyabiliyor.)
Karanlığın içinden yavaş yavaş Dünya’ya yaklaşmaya başlamıştı Büşra, bu dikkat dağıtıcı güzel şeye karşı gizli bir çekim hissi hissetmeye başladı..
Evet evet bu dünyanın büyüsü değildi. Görünmez bir güç onu Dünya’ya daha çok yaklaştırıyor, karşı koyamıyordu buna! Peki neydi o gizli güç?
Kahraman Yerçekimi! Kayan Bir Yıldız Hikayesi
Büşra yaklaştıkça yerçekimi tarafından Dünya’ya çekildiğini fark etti. ”Ben bu konuyu kitaplarımda okudum” diye düşündü. Okuduğu kitaplarda yerçekiminin insanları yere tutturduğunu okumuştu ve gezegenin büyüklüğü arttıkça çekim etkisinin artacağını çok iyi biliyordu.
Gezegene yaklaşırken Büşra artık bulutları ve bulutların altında masmavi olan okyanusu çok daha iyi görebiliyordu. Aniden etrafındaki siyahlığın bir anda gittiğini, mavi gökyüzünün içine daldığını fark etmişti. Dünya’nın atmosferine girmişti! O atmosferin, gezegenimizin yüzeyini saran, tüm insan, hayvan ve bitkilerin nefes almasını sağlayan 100 kilometreden kalın bir hava örtüsü olduğunu okuduğu kitaplardan biliyordu.
Büşra atmosfere girdiği an uzayın o buz gibi olan havasının bir anda ısındığını fark etti. Kendini bir yaz gününde süzülüyormuş gibi hissetti. Bir uçak gibi ama çok çok daha hızlı bir şekilde yer yüzüne doğru yaklaşırken birden çok daha fazla ısındığını, daha önce hissetmediği bir enerji ve ışıkla parlamaya başladı. İçinden ”Bu sürtünme olmalı, beni çok ısıtıyor, tıpkı ellerimi hızlı hızlı sürttüğüm zaman ki gibi” dedi. Evet, Büşra havanın sürtünme etkisine neden olduğunu çok kitap okuduğu için biliyordu. Hızlandıkça ve sürtünme arttıkça Büşra çok daha parlamaya başladı, neredeyse artık küçük bir ateş topuna dönmüştü..
Büşra o kadar eğleniyordu ki sürtünme arttıkça kendini salıncaktaki gibi mutlu hissetti. ”Waaoooww” diye seslenerek mavi gezegene kayan bir yıldız gibi iniş yaptı.
Ve o anda Dünya’daki tüm çocuklar gök yüzüne baktı, kayan yıldız Büşra’yı gördüklerinde birden çok heyecanlandılar. Büşra’da onları gördüğünden dolayı ve bu mavi gezegende yeni arkadaşlar edinmek için çok heyecanlıydı.
Sende bir daha ki sefere kayan bir yıldız görürsen, Büşra’ya ”Merhaba’ de!
Not: Eğer sizinde çocuklarınızın merak ettiği sorular bulunuyorsa, [email protected] adresine sorunuzu atabilirsiniz.