Gerçek ‘İnovasyon’ Zenginlik Değil Fikir Üretir!

Eskiden yenilikçilerin başında, şairler, düşünürler, zanaatkarlar ve bilim insanları gelirdi, işletme sahipleri değil. Hepimiz klasik Yunan filozofu Sokrates’in, herhangi bir şirketin hissedarlarına sağladığı temettüler ile ün kazanmadığını biliyoruz. Öyleyse günümüzde yapılan yenilikler neden iş dünyasının menfaatlerine kalmış durumda?

Marie Curie

Çoğu insan inovasyonu düşündüğü zaman para kazanma eğilimine düşüyor. Çünkü Elon Musk, Bill Gates ya da Warren Buffett gibi başarılı kapitalistlerden bu şekilde gördüler. Tabi ki iş dünyası halkı bu durumu düzeltmek için acele etmiyor, bende onları suçlamıyorum.

Para Bir Gereklilik Değildir

Sorunun temeline inmekte fayda var. Yenilikçilik nedir? Bir fikrin yenilikçi olması için karşılığında para getirmesi gerekiyor mu? Bu konuda tek bir tutum var şu anlık, o da kar sağlayamayan fikirlerinde bir inovasyon olduğudur. Kazanç sağlamayan fikirler dünyayı değiştirmiştir.

Bu nedenle, fizikle kimyayı birleştirmiş Marie Curie’nin adını biliyoruz. Askeri taktikler ve olağan dışı stratejisi ile ün kazanmış Sun Tzu’yu hatırlıyoruz. Ya da klor gazını sıvılaştırmayı başaran, Elektrolizin temel ilkelerini belirleyen, İngiliz fizik ve kimya bilgini Michael Faraday’ı tanıyoruz.

Mahatma Gandhi, bir Hint 500 Rupisi banknotunda yer alıyor.

Mahatma Gandhi’nin şiddet içermeyen felsefesinin sadece Hindistan’ı, İngiliz yönetiminden kurtarmasıyla değil, uluslararası direniş hareketlerinin öncüsü olmasıyla daha iyi biliyoruz. Bu yenilikçiler diğer alanlar üzerinden de sürekli ilham aldı ve hiç para kazanmadı.

Azınlık Başarı

Sanatın ne demek olduğunu unuttuk. Rönesanstaki yenilikçiler kimlerdi? Besteciler, şairler, ressamlar, filozoflar, mühendisler, öğretmenler, yazarlar ve liderlerdi. Artık sadece para kazananlara imtiyazlar veriyoruz. Eğer inovasyonu bu şekilde tanımlarsak, yenilikçi olarak sınıflandırılanlar sadece, beyaz gömlekli, erkek görünümlü, çoğunlukla iş odaklı kişiler olacaktır.

Durum böyle olmamalı. Kapitalistleri ölümsüzleştirip, tüm mutluluğumuzu bu iş adamlarından bekleyemeyiz. Evet, kapitalistler bu noktaya gelmek için çok çalıştılar ve hak ettikler, peki diğer saydıklarım nereye gitti? Neden ortada görünmüyorlar? Bunun yerine daha sosyal olan yenilikleri düşünün. Yine evet, iş dünyası insanlığın yaratıcılığına katkıda bulunan bir potansiyeldir, ancak tüm disiplinler bununla sınırlı değildir…

Kanada ve Amerika Birleşik Devletlerinde yayınlanan raporlara göre, yenilikçilerin büyük bir çoğunun ezici bir şekilde işletme sahiplerinin, ya da iş adamlarının oluşturmadığını gösteriyor.

Gelişmekte olan ülkelerdeki yenilikçilere mikro-krediyi geliştiren Muhammed Yunus’un çalışmalarını bir düşünün. Ya da yakın zamanda Catherine Hernandez, Scarborough kitabının Kanada’da ne şekilde bir ses getirdiğini aklınızda tutun. Bu kişiler ne için ve niye yaptı? Neyi sağladı?

Öyleyse, neden hala yenilikçiliği parasal başarı ile ilişkilendiriyoruz?

Hayatta Kalmak İçin Ateş Yaktık!

Birçok insan yenilikçi davranış sergiler, bunların sadece bir kısmı popülerlik kazanır. Ancak her yenilikçi düşünce insanlığa yarar sağlamada gerekli potansiyele sahiptir.

Buna karşılık kapitalizmin, inovasyonu değiştirmesine izin verdik. Tabi ki parayı desteklemesini de. Ancak örneklere baktığımızda, inovasyon yapmak işletmelerin dışında daha yaygın ve olanaklıdır. İnsanlık ilk ateşi kullanmayı düşünürken, sonucuyla bir yat ya da tekne almayı planlamadı.

Ölümüne donmamak, gece ailemiz ile mağaramız da güven için uyumak için ateşi yaktık. İnovasyon, insanın para kazandığı yerlerde değil, çaba gösterdiği alanlarda ve zorluklarla baş başa kaldığı ortamlarda ortaya çıkar.

İnsanlar her zaman zorluklarla baş başa kalıyor, önemli ataklarda bulunuyorlar, şimdi fikirleri bağımsızca ortaya atıp yaşatmanın tam zamanı!

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir