Anestezi Nedir?

Gerekli hazırlıklar tamamlandı, artık anestezi almak için hazırsınız. Doktorunuz size ilacı verdikten sonra ondan geriye saymanızı istiyor: 10.9.8.7.6.5.4… Gerisini hatırlamıyorsunuz. Gözlerinizi açtığınızda üşüdüğünüzü hissediyorsunuz, başınızda doktorunuz ve yakınlarınız var. Doktor ameliyatın başarılı geçtiğini söylüyor. Anestezi sayesinde hiçbir şey hatırlamıyorsunuz ve ameliyat esnasında acı çekmediniz. Peki nedir bu anestezi gelin bu yazımızda hep beraber öğrenelim.

Anestezi Nedir?

Hepimizin az biraz aşina olduğu ‘’anestezi’’ kelimesi Yunanca kökenli bir kelimedir ve ‘’hissizlik, duyu kaybı’’ anlamlarına gelir. Anestezi işlemi ise genel olarak cerrahi müdahalelerden önce uygulanan vücudun tümünü veya bir bölümünü ağrıya duyarsız hale getirme işlemidir. Bu işlemin amacı; ameliyat esnasında ağrı hissinin önlenmesi, kas gevşemesinin sağlanması, korkunun azaltılması ve reflekslerin bastırılmasıdır. Anestezi sayesinde sağlanan geçici bilinç kaybı ile birlikte duyu fonksiyonları da ortada kalkar. Böylece hasta ameliyatta yaşanan hiçbir şeyin farkında olmayacak ve ağrı hissetmeyecektir.

ANESTEZİ TARİHİ

1846 yılına kadar yapılan cerrahi müdahalelerde kullanılan yöntemler modern anestezinin temelini oluştursa da tam olarak anestezi tanımına girmiyordu. Hastaların bilinci açıktı ve oldukça acı çekiyordular. Bu durum hem hastalar hem de hekimler için oldukça zahmetliydi. Düşünsenize üzerinizde ameliyat yapılıyor ve siz de yapılan her şeyi hissediyorsunuz. Kulağa oldukça korkunç geliyor.

Anestezinin Tarihi

Bu dönemde oldukça ilginç yöntemler kullanılıyordu. Örneğin hastalar boğulmak suretiyle oksijensiz bırakılıyordu. Oksijensiz kalan hasta bayılıyordu ve ameliyata başlanılıyordu. Hekimler bu süre içinde ameliyatı tamamlamak zorundaydı. Bu yöntem İtalya’da 17. yüzyılın sonlarına kadar uygulanmıştır. Başka bir yöntem ise kafaya vurulan “bir bademin kabuğunu kıracak ancak çekirdeğini kırmayacak şiddette” darbedir. Bu şekilde bayıltılan hastada bilinç geri dönene kadar ameliyat yapılabilmiştir.

1775 yılında Alman hekim Franz Anton Mesmer;  hastaların manyetik sıvı dolu kaba daldırılmış demir çubukları tutmasına dayanan yeni bir yöntem geliştirdi. Geliştirilen bu yöntem yapay anestezinin geliştiği 1840’laradek cerrahi anesteziyi hafifletmede yaygın olarak kullanılmış ve “Mesmerizm” olarak adlandırılmıştır.

‘’Eter’in’’ ayıltma etkisinin yanında bayıltma etkisini de fark eden Crawford Long; 30 Mart 1842’de eter anestezisi altında 2 tümör çıkarmıştır; fakat bunu 1849’a kadar ilan etmemiştir. Her ne kadar daha sonralarda eteri cerrahide kullanan ilk doktor unvanını almak için çok çalışsada bu unvanı alamadan ölmüştür.

Dr. Crawford Long

1844 yılına gelindiğinde ise Horace Wells; kendi dişini N2O ile çekmiş ve “bu diş çekiminde yeni bir dönem!” demiştir. Ancak 1845’de Massachusetts General Hospital (MGH)’deki N2O ile diş çekimi tanıtımında başarısız olmuş ve üç sene sonra da intihar etmiştir.

16 Ekim 1846’da diş hekimi William Morton ve cerrah John Collins Warren MGH’ da halk önünde eterin insan üzerinde cerrahi kullanımdaki etkisini tanıtması ile anestezi ve cerrahide yeni bir dönemi başlatmışlardır. Morton; bu uygulamayı iki ağzı olan balon şeklinde bir aparat ile gerçekleştirmiştir. Balonun içini belli oranda eter ile doldurmuştu. Ağızlardan birini hastanın ağzına vermiş, diğer ucunu ise oda havasına açık bırakmıştı. Aparat kullanılarak gerçekleştirilen ilk anestezi uygulamasıdır. Morton böylece eteri cerrahide kullanan ilk doktor unvanını almıştır.

Morton tarafından geliştirilen dünyanın ilk anestezi cihazı.

1847’de ilk solunumsal anestetiği(kloroform) düzenleyen ve tam zamanlı ilk anestezist olarak bilinen John Snow; 7 Nisan 1853’de Prens Leopold ve 14 Nisan 1857’de Prenses Beatrice’in doğumlarında kraliçeye kloroform anestezisi uygulamıştır. 1853’deki ilk başarılı uygulamanın ardından kilisenin başına geçen kraliçe sayesinde kadınlar ağrısız doğumla tanışmışlardır.

On sekizinci yüzyılın sonları, 19. yüzyılın başlarında sanayi devrimi ve sosyolojik değişiklikler anestezi gelişimini hızlandırmıştır. 20. yüzyılda ortaya çıkan iki dünya savaşı hem anesteziden hem cerrahiden olan beklentileri yükseltmiştir. Bu beklentilere karşılık olarak anestezide yoğun araştırmalar ve oldukça önemli keşifler yapılmıştır.

Anestezinin tarihini kısaca öğrendikten sonra gelin hep birlikte anestezi çeşitlerini öğrenelim.

ANESTEZİ ÇEŞİTLERİ

Anestezi temel olarak ikiye ayrılır bunlar genel anestezi ve bölgesel anestezidir. Genel anestezi de geçici bilinç kaybı yaşanır ve hasta tamamen uyur. Bölgesel anestezide ise sinir etrafına anestetik ilaçlar enjekte edilerek bölgesel bir duyu kaybı sağlanır.

Anestezi Çeşitleri

GENEL ANESTEZİ

Genel anestezi uygulamaları sıklıkla çeşitli damar içi  (intravenöz), solunum (inhalasyon) anestetiklerinin veya her iki gurubun da birlikte kullanıldığı çeşitli yöntemlerle gerçekleştirilir. Genel anestezide merkezi sinir sistemi, geçici olarak baskılanır. Bu anestezi şekli, kalp ve akciğerlerin çalışmasında bir değişiklik olmadan genel anestezi ilaçları verilerek hastada geçici olarak bilinç kaybına, his kaybına, reflekslerin engellenmesine, hareketlerin engellenmesine ve kas gevşemesine dayalıdır.

Genel Anestezi Yöntemleri

İntravenöz Anestezi: Uygun anestetik ilaçların damar içerisine verilerek uygulanan anestezi yöntemidir. Kısa süreli küçük müdahalelerde (kürtaj gibi) kullanılır ve ya yaygın olarak solunum anestezisi uygulanmadan önce damardan verilen anestetiği takiben solunum anestezisine geçilir. Etki süresi kısadır ve hasta çok az bulantı ya da kusma ile uyanır.

Solunum Anestezisi: Solunum yoluyla yapılan anestezi yöntemidir. Hastaya, anestetik bir ajanın damardan verilmesinden sonrası solunum anestezisine geçilir. En sık kullanılan anestezi şeklidir. Uçucu özelliği olan anestetik sıvı veya gaz ilaçlar; istenilen, uygun oranda O2 ile beraber solutulur. Bu maddeler, solunum yolundan (alveollerden) kana karışır.

Rektal Anestezi: Anestetiklerin rektal yoldan verilmesiyle oluşturulan anestezi yöntemidir. Günümüzde çok az uygulanır.

 Elektro Anestezisi: Elektrik akımı uygulanarak elde edilen anestezi yöntemidir. Pratikte henüz kullanılmamaktadır.

Bölgesel anestezi

BÖLGESEL ANESTEZİ

Bölgesel anestezide sinirler etrafına anestetik ilaçlar enjekte edilerek bölgesel bir duyu kaybı sağlanır. Etki ilacın kapsadığı sinir türüne göre değişir. Eğer size bölgesel anestezi yapılmışsa çevrenizde olup biteni duyar ve anlarsınız.

Bölgesel Anestezi Yöntemleri

Topikal Anestezi:  Kısa etkilidir. Bu anestetik maddeler (sıvı, toz, krem, yağ ve jel şeklinde olabilir); gargara yaptırılarak, püskürtülerek, sürülerek, damlatılarak mukozadaki sinir uçlarını bloke eder.

Lokal İnfiltrasyon: Cerrahi müdahale yapılacak operasyon alanına anestetik maddenin deri altına enjekte edilmesiyle uygulanır. Genellikle, apse açma gibi küçük cerrahi girişimlerde uygulanır.

Sinir Bloğu: Bu anestezi şeklinde, duyu sinirlerinin iletiminin kesilmesi, sinir veya sinir ağına anestezi uygulanarak sağlanır. Geniş bir bölge, küçük bir ilaç dozuyla bloke edilmiş olur.

Spinal Anestezi:  Spinal anestezi,  belde bulunan sinir bloğuna yapılan anestezidir. Spinal anestezi yapılacak olan hastadan oturması ve kambur durması istenir. Daha sonra anestezi uzmanı beline bir iğne batırarak anestetik çözeltiyi vücuda enjekte eder. Vücudun alt tarafındaki ameliyatlarda uygulanır.

Epidural Anestezi: Spinal anesteziye benzer.

ANESTEZİK BİLİNÇLİLİK

Bazı hastalar genel anestezi altındayken uyanabilir yani olup bitenin farkına varabilir. Doktorların ve hemşirelerin konuşmalarını duyabilir, ameliyathane soğuğunu hissedebilir, cerrahi aletlerin baskısını hissedebilir. Korkunçtur ki çok düşük bir olasılıkta olmasına rağmen bazı hastalar acıyı bile hissedebilir. Bu durum anestezik bilinçlilik olarak adlandırılır ve oldukça nadir bir durumdur. Görülme sıklığı binde 1,3 olarak bildirilmektedir.

Muhammed Uyansız

Muhammed, Psikopatoloji Bilimi platformunun sürekli içerik üreticisidir. Bir Homo sapiens sapiensten daha fazlasıdır. 11 Ekim 1997 doğumlu olan Muhammed şuan Artuklu üniversitesi hemşirelik son sınıf öğrencisidir. Ve kendini tanımlarken şunu kullanır; "Bildiğim Tek Şey Hiçbir Şey Bilmediğimdir."

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir