Kış Uykusu
Kış uykusu, canlıların soğuk ve kurak mevsimlere karşı koyabilmek için geliştirdiği bir mekanizmadır. Uzun bir süre hiçbir şey yapmadan uyumak kulağa çok hoş geliyor. Özellikle de soğuk kış günlerinde. Kış uykusu aslında tamamen farklı bir süreç. Gelin kış uykusuna yakından bir göz atalım.
Kış uykusu sadece kış mevsiminde görülen bir durum değildir. Örneğin; yazın sıcak günlerinde kertenkelelerde, salyangozlarda ve kaplumbağalarda yaz uykusu ya da uyuşukluk hali görülür.(Kış uykusu temelde uyuşukluk döneminin daha uzun halidir; ancak uyuşukluk dönemine kış uykusu demek yanlış olur.)
Kış uykusu aslında felç gibi bir durumdur. Kış uykusuna yatan hayvanların beynine olan kan akışı normalin %2’si kadardır. Aynı zamanda metabolik aktiviteler ve kalp atış hızı da düşer. Tarla sincabının kalbi uyanıkken dakikada 300 kez atarken kış uykusu sırasında dakikada 3 ya da 4 kez atar.
Uyuşukluk dönemine giren hayvanların vücut sıcaklıklarında şaşırtıcı düzeyde düşüş olabilir. Kuzey kutbunda yaşayan tarla sincaplarında şaşırtıcı düzeyde düşüş olabilir. Kuzey Kutbu’nda yaşayan tarla sincabının vücut sıcaklığı yaklaşık -3 dereceye düşer. Kandaki su moleküllerinin buz kristallerine dönüşmesine neden olabilecek proteinler dolaşım sisteminden uzaklaştırılıyor, böylece tarla sincabının kanı donmayıp akışkanlığını koruyor.
Yine Kuzey Kutup bölgesine özgü tarla sincapları, insanlarda daha çokta bebeklerde yaygın olarak bulunan ve bir tür yağdan ve kastan oluşan, kahverengi yağ doku depolarını kullanarak ısıtırlar. Bu dokulardaki metabolik tepkimeler sonucunda ortaya çıkan enerji kalp, akciğer ve beyin gibi organlarda birkaç derecelik bir ısınmaya neden olur. Ardından sincap titreyerek beden sıcaklığının normal düzeyin olan 36,7 dereceye dönmesini sağlar. Ancak bu yalnızca yarım günlük bir dönüştür.
Dağ sıçanlarında durum daha da ilginçtir. Dağ sıçanları, beynin neredeyse tamamen durduğu kış uykularına 3 haftada bir ara verir ama uyanır uyanmaz 12-15 dakikalık şekerlemelere dalar. Bu dinlenme döneminde beyin etkinlikleri normal uyku sürecindeki gibidir.
‘’Kış uykusundaki bir ayının yanına gizlice yaklaşmak olanaksızdır’’
Amerika’ya özgü bir siyah ayı türü kış uykusundan uyanmadan doğum yapabilir. Bu ayılar yavrularının bakımı için de yerlerinden kalkmaz. Yavrularını aylarca bedenlerine depoladıkları yağlarla beslerler. Anne ayı yavrularını korumaktan da geri kalmaz. Ayıların boyunlarına radyo sinyalleri yayan vericiler yerleştiren mühendis, Timoty Laske’ye göre kış uykusundaki bir anne ay, inine 15 metre kadar yaklaşan birinin varlığını sezebiliyor. Laske, ‘’Kış uykusundaki bir ayının yanına gizlice yaklaşmak olanaksızdır’’diyor.
Kimi ayılar kış mevsiminde ağaç yapraklarını ve dallarını yığarak yaptıkları yaklaşık 1,5 metre genişliğinde bir alanda geçirir. Yani ormanda yürürken kış uykusunda olan bir ayıya rastlamak sanıldığından çok daha olası bir durum.
Balıklar da kış uykusuna yatar. Notothenia coriiceps karanlık Antartika kışlarında metabolik etkinliğini üçte iki oranında azaltarak zaman zaman denizin dibindeki bir çukurda günlerce süren bir uykuya dalar.
Kış uykusuna yatan canlıların çoğu kış bittiğinde kas ve kemik erimesi sorunu yaşamadan yuvalarından ya da inlerinden çıkar. Colorado Üniversitesi’nden biyotıp mühendisi Seth Donahue’nun araştırmasına göre kalsiyum alımını düzenleyen ve kemik yoğunluğunun korunmasına katkıda bulunan paratiroit hormonu sayesinde kas ve kemik erimesi görülmüyor.
Son olarak insanların kış uykusuna yatması söz konusu değil. Ancak Donahue’nin araştırması omurilik zedelenmelerine ve kemik erimelerine çözüm getiren yeni yöntemlerin geliştirilmesini sağlayabilir.
KAYNAKÇA:
Bilim ve Teknik, 2016 Şubat, Özlem Ak